Mindfullness Temelli Sanat Terapi Atölyeleri
Mindfulness (bilinçli farkındalık) kavramını, Doğu felsefinden esinlenerek Batı toplumlarının yaşamına taşıyan Jon Kabat-Zinn (1994), mindful (bilinçle farkında olma) halini, yargısızca, anda, bilinçli ve belirli bir biçimde odaklanma şeklinde tanımlar. Budist öğretilerde mindfulness, kişinin kendini anda olmaya adaması olarak betimlenir (Epstein, 2008). Bu hal, her an farkında olmayı, hatta farkında olunduğunun da farkında olunmasını beraberinde getirir. Psikoloji alanında yapılan araştırmalar, günlük mindfulness uygulamaları yapmanın yaşam kalitesini arttırdığını ve kişiyi kısır döngüsel iç konuşmalardan ve ataletten çıkmaya teşvik ettiğini gösterir. Mindfulness pratiğine ulaşmanın araçlarından biri de sanattır.
Mindfulness pratiğine eşlik eden ve derinleştirmeyi sağlayan etkenlerden biri, kişinin yaratıcılığı ile olan ilişkisini geliştirmesidir. Yaratıcı süreçte hayata yaklaşımını, duygusal durumunu ve zihin akışını gözlemlemek, kişinin farkındalığını arttırır. Sanat terapisi, kişiyi yaratıcı sürece davet ederek, sözel ifadenin ötesinde bir gözlem imkânı sağlar. Yaratım, mindfulness yaklaşımı ile birleştirildiğinde, yaşam tarzına dönüşebilecek ya da hayatın akışı içerisine taşınabilecek farkındalık, temelli becerilerin gelişeceği alanı sunar. Özellikle, farklı sanat malzemeleri (kolaj, boya çeşitleri, doğal malzeme, çeşitli kağıtlar, üç boyutlu nesneler, vb.) kullanarak, kişinin içsel algısını dışa vurması ve var olanla sanatın sağladığı platformda buluşması farkındalık oluşumunu destekler. Böylelikle mindfulness pratiği, yaratıcılığın desteği ile deneyimlenir (Rappaport & Kalmanowitz, 2014).